Sunday, August 24, 2008

Pasaport sacmaligi

Marco Aurelio ve benzerlerinin Turk milli formasi altinda oynamalarini icine sindiremeyenlerden kesinlikle degilim. Ozellikle bi Marco'nun ne kadar faydali oldugunu dusununce keske benzerleri de gelse diyorum. Ne var ki isin yapilis sekli beni rahatsiz etmiyor degil. Yabanci uyruklulara once kendi ismine benzer bi Turk ismi denklestiriliyor, akabinde pasaportu veriliyor, sonra da buyur sana milli forma deniyor. Iste buradaki 'fast track' millilestirme sendromumuzu yanlis buluyorum. Bana gore birtakim kriterleri olmali; mesela ilgili oyuncunun ornek olarak minimum 100 Superlig macina cikmis olmasi, belli bir Turkce seviye sinavindan gecmis olmasi gibi. Bu sayede oyuncu hem kamuoyu tarafindan daha cok benimsenir hem de milli takimla daha rahat kaynasir. Biz yurtdisina gitsek o dili ogrenip sinavi gecmeden o ulkenin pasaportunu alabilir miyiz ki, kendi ulkemizde yangindan mal kacirir gibi yabanci sporculara pasaport dagitiyoruz? Bunlari demisken paralel bi konuya yatay gecis yapayim. Konu ulusalciliklari ile unlu iki ulke; Arjantin ve Italya. Arjantili bircok futbolcu Avrupa Birligi statusunde oynayip kontenjandan yememek icin usulsuz sekillerde Italyan pasaportu aliyorlar birtakim kagit kurek dumenleriyle. Listede kimler yok ki; Abbondanzieri, Maxi Rodriguez, Diego Milito, Gabriel Milito, Collocini, Roberto Ayala, Sebastian Veron, Fernando Gago, Camoranesi... Yuh be birader hepinizin de mi atasi Italyandi, ayip be! Bu nasil pervasizca sistemi kendine gore yontmadir? UEFA her konuda ahkam kesecegine zahmet edip biraz da bu konuya egilse belki de Latino ithalati azalip bu haksiz rekabet ortadan kalkabilir...

No comments: