Sunday, February 22, 2009

Giuseppe Meazza / San Siro

Bu isi garip bulan tek insan evladi ben miyim onu merak ediyorum. Yani su Milano sehrinin dunyanin en buyuk 10 klubu arasina girecek 2 takimi var, ve gidip maclarini ayni stadda oynuyorlar. Ikisi de birbirinden sasali, mazili, basarili 2 klup. Dunyanin sayili derbilerinden biri ama sen git maclari ayni stadda oyna. Ne anladim ben senin ambiansindan? Yok evsahibi Inter olunca Giuseppe Meazza denirmis, Milan agirliyorsa misafirleri San Siro. Lan manyak misiniz, boyle bir sacmalik olur mu? Hele ki mesela sampiyonlar liginde birbirleri ile karsilastiklari zamanlar.. Bu ne sacmaliktir, akil almaz. Once stadi maviye boya, sonra diger macta kirmizi-siyah sallandir. Ya dev gibi takimlarsiniz, biriniz ciksin desin ki 'zikerim lan boyle olmaz, ben kendi stadimi yaparim'. Ya derbide evsahibi olmanin ya da rakibin stadina gitmenin bir havasi, bir farkliligi vardir. Evsahibi der ki 'burasi benim mabedim, nah cikarsiniz'. Inter ya da Milan gercekten evinde hissediyorlar mi ayni stadda oynamaya devam ederken merak ediyorum. Bi son sozum de Milanli dangalaklara. Yav prensip ayagina yattiniz, taraftarin sizi yuhalamasindan urktunuz ve gosterip gosterip vermediniz resmen Kaka-ManCity flortu sirasinda. Halbuki deseydiniz ya, 'kardesim ben bu Kaka'yi 100 bilmemkac milyon euroya satar, onla da cillop gibi bi stad yaparim, gerekirse nami yurusun diye ne biliyim kale arkasina da Kaka tribunu ismini veririm.' Kim suclayabilir ki bu durumda sizi? Hem kendinize bi faydaniz dokunurdu hem de bu derbiye yeni bir boyut, keyif kazandirirdiniz. Izleyenler de keyiflenir, sizin de yeni, size ozel, her diger hafta ezeli rakibinizin taraftarlarinca irzina gecilmeyen bi stadiniz olurdu. Bunu dusunebilen tek insan ben miyim aklim almiyor.

Jimmy Bullard


Kariyerinin son 2-3 yilinda futboldan cok golf oynadigi icin bu resme cok sasmamak lazim. Oyun stilini cok sevdigim bir oyuncu bu Bullard. Enerjik, akilli, agresif. Yeni moda deyimiyle oyunun iki yonunu de iyi yapabilen bir eleman. Tabi ancak oynayabildigi zamanlar. Nitekim kendisi talihsiz topcular listesinin zirvesine oynar. Ne zaman form tutsa sakatlik geldi, ki hep ciddi sakatliklardi. 2006'daki sakatligi (yukaridaki resim) onu 1.5 yila yakin sahalarin disinda birakti. Gecen sezon ortalarinda geldi, tam form tuttu, milli takima cagrildi derken yine bi sakatlik ve simdi de 9 ay yok. Fakat aslinda bu talihsiz dostumuza allah bir kapiyi kaparken pencereyi acmis esasinda. Nitekim Bullard bu sezon basindan beri gelecek sezon sonununda sona erecek kontratini uzatmak icin Fulham yonetimini durtup duruyordu. Fakat takimin hocasi Hodgson, adami futbolu birakma noktasina bile getirebilecek bi sakatlik geciren Bullard'in dizlerinin dayanma noktasindan suphe duymus olacak ki, ona 4 yillik yeni bir kontrat bir turlu onermedi. Dun demis ki 'Soz konusu olan 22 yasinda bi genc degil, bu sene 31 yasini dolduracak bi oyuncu. 4 yillik kontrati sonrasinda zaten 35 olacak. Dolayisi ile 4 yillik kontrat vermeden once bunu mikroskop altinda incelemezsem isimi dogru yapmis olmam'. Sonucta da Bullard ona istedigi 4 yillik kontrati sunan Hull City'e transfer oldu gecen ay, hem de takimin rekor transfer ucreti olan 5mn pound karsiliginda. Ve fakat daha ilk macinda 53 dk oynadiktan sonra Bullard'in dizi yine iflas ediyor, Ver elini Amerika'da operasyon masasina. Sonuc; 9 ay yok Bullard. Harbi insanin ici ciz ediyor. Kariyerinin zirvesinden verimli yaslarinda sen 2.5 yili revirde gecir. Allahtan kontratini cebe koymus. Oynamasa da cep bos kalmiyor.
Bu arada Bullard'in cikis yaptigi takimi falan bilmiyordum, biraz arastiriyim derken neler cikti. Megerse babaannesi Alman oldugu icin 2006 dunya kupasi oncesi Alman milli takimda oynamak icin Klinsman'a haber salmis ama olmamis sakatligi yuzunden. Yakin zamanda 2 defa Ingiliz milli takimina da cagrildi ama oynamadi. Gorunuse gore bu kariyer milli olmadan bitecek gibi.