Sunday, November 30, 2008

Sebastian Deisler

Ne zamandir aklimdaydi su adamla ilgili iki kelam yazayim diye. Yakin zamanlarda verdigi bi roportaji Borges sitesine tasiyinca tetikledi beni de.. Acikcasi oldum olasi sevdigim oyunculardan biriydi. Hiz, top surme ve iyi orta kesmede pozisyonu olan sag acik mevkiinin belki de jenerasyonu icindeki en iyilerindendi. Ne var ki fiziksel ve mental sikintilar 27 yasinda pes ettirdi kendisini, ve Bayern Munih ile kontrati 2009 yazina kadar surmesine ragmen futbolu biraktigini acikladi. Hem daha once okuduklarim hem de roportajinda soyledikleri sonrasi bu adama uzuleyim mi sinirleneyim mi bilemedim. Surekli beklentileri karsilayamamaktan, futboldan keyif alamamaktan, futbolun markalasip kurumsallasmasindan ve kendisinin bu ortami sahte bulup entegre olamamaktan, bi Effenberg gibi 'cool' olamamaktan dem vurup duruyor, ve tum bunlarin onda olusan kronik depresyonu deprestirdiginden yakiniyor. Futbolun su ana kadar kendisine sundugu olanaklardan bihaber, simarikca ve son derece nankor bi yaklasim olarak algiliyorum ben bunu. Her ne kadar ayni Deisler gibi 28 yasinda futbolu birakmak zorunda kalan Van Basten'in hikayesine benzer yanlar olsa da, Deisler'in sikintisinin cogu psikolojikti. Fiziksel sakatligi gecse bu sefer depresyon basliyordu. Sonunda da bakti olmuyor, cekti fisi. Merak ediyorum futbol disindaki ortamdan haberi var mi? Her isin kendine ozgu baskilari, eksiklikleri, sikintilari, cefalari var. Bana gore yeryuzundeki en zevkli, en populer isin sahibiydi Deisler ama onun icin bu sonucta bir 'is', ve belki de bu popularitesi, onun gibi 'camera shy' bi adama fazla geldi. Tabi boyle yapmak yerine bu cekingenlik sorunu ile misal bi Paul Scholes gibi deal edebilirdi, edemedi.. Gelsin sabahtan aksama bi ofiste oturup rapor mapor hazirlasin, deadlinelar ile cebellessin, her gun takim elbise giysin, musteri memnuniyetiyle ugrassin, maas beklesin, bonus beklesin, promosyon beklesin Deisler.. Bakalim oyle bi hayat ne kadar depression-free oluyomus..

3 comments:

master said...

ee tamamda herezin hayatta iki secenegi var...kimi para icinde yuzmektense kendi paraını kazanmayı tercıh eder kımıde belkı bu abımız gıbı kendın cok durust olan futboldan zevk alamama olayına gırmıs...belkı sende bu kadar top oynasan belkı bır gun sıkılırdın...herez mental olarak top oynayamaz

Figueres said...

benim anlamadigim su; stresle basa cikmayi beceremiyorsan o halde fisi tumden cekip emekli olmak yerine daha az rekabetci bi lige veya takima gider, goreceli olarak rahat etmeyi denersin. soyle orta siralara oynayan, ne uzayan ne kisalan everton, wolfsburg, blackburn, leverkusen, real betis gibi.. sebastian kardesimiz cok erken havlu atti bence..

Anonymous said...

unutmuştum bile çoktan. psikolojik sorunlar bazen futbolcu da olsan, karun kadar zengin de olsan içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

çok tuttuğum bi adamdı. hayırlısı olsun gene de.