Transfer politikasi (ya da transferler konusundaki prensipsizligi desem daha iyi olacak) sebebiyle Barcelona ya da Valencia (hatta bi Villareal) kadar sempatimi kazanamis bi kluptur Real Madrid. Ozellikle Galakticos evresi sanirim bircok futbolseverin hem imrenerek hem de uyuz olarak baktiklari bi donemdi. Simdi biraz daha takim olma yolunda gidiyorlar. Bircok elestiri alsa da bence Schuster kotu hoca degil. Takimi Hollandalilarla doldurmalari da illa kotuye isaret degil. Zaman icinde kendi icinde bi istikrar ve basari yakalayabilirler eger Schuster'i kurban edilmezse. En azindan maclari bu sezon surekli ayri bi heyecan firtinasi. 3u ligde, 1i kupada olmak uzere tam 4 tane 4-3'luk maclari oldu Real'in, ikisini kazanip ikisini kaybettikleri. Yani heyecan acisindan Madridistalar cok sikinti yasamiyor, orasi kesin. Van Nistelrooy'un yerine gelen Huntelaar da is yaparsa isler az cok duzelebilir. Fakat sanssizliklari bu sene cok fena bi Barca'ya yakalanmis olmalari. Nitekim ezelli rakipleri son 12 mactan 11ini kazanmis, ortalamada da bu sezon ligde mac basina 3ten fazla gol atmis. Ilk 6daki rakiplerinden Atletico Madrid, Sevilla ve Valencia'ya sirayla 6, 3 ve 4 atmislar, sadece 1 gol yemisler. Bu hafta menude Real Madrid var. Artik nasil bi mac olacagini dusunemiyorum. Bi kosede 14 macta 44 gol atan, en yakin rakiplerini en hafif tabirle paramparca eden Barca, diger kosede ligin en cok gol yiyen 5. takimi Real Madrid. Sikletler sanki uymadi bu sefer. Katalanlar bu haftasonu tarih yazmak icin maca cikacaklar gibi.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment